SESSİON 9 (2001) – Harcanan Mükemmel Olanaklar

by Hasan Furkan Efeoğlu

Önce kıskandığım sonra kızdığım bir yapım oldu Session 9. O mükemmel atmosferin böylesine harcanmış olduğu düşüncesine dayanamadım. İyilerle başlayalım, atmosferle, mekanla, görüntü ile…

Yukarıda gördüğünüz şu binalara ve az sonra göreceğiniz iç mekanlara bakınca insanın içi acıyor. Burada ne korku filmleri çekilir. Biz Türkler bunu onda birinin hayalini kurarken el alemin eline oyuncak ettikleri imkanlara bak diyor insan. Üstelik filmde bu kadar iyi bir mekâna ihtiyaç da yok. Daha çok psikolojik gerilim tarzında ilerleyen filmde mekanların çoğu kullanılmıyor ya da işlevsiz denebilir. Mekâna ilişkin sözleri bitirmeden görüntü yönetmenini de analım çünkü içerik tatmin etmese de çekimler mekânın hakkını vermiş.

 Az önce içeriğe değindim ve psikolojik gerilim dedim, evet, buna bir de gizemi eklemeli. Söz konusu mekan eski bir akıl hastanesi ve bir araya gelmiş on kişilik grup buranın revize edilmeden temizliğini üstlenmiş durumdalar. Sınırlı sürelerini görev dağılımıyla en iyi şekilde kullanmaya çalışıyorlar. Filmin baş karakteri Gordon (Peter Mullan) diğerlerini işe alan kişi. Gordon sürekli karısını ve küçük çocuklarını gözünün önüne getirip duruyor. Filmin ilerleyen safhalarında bu görüntülerin sıklığı ve Gordon’un psikolojisine olan etkisi artıyor.

Temizlikçilerden biri olan Mike (Josh Lucas), bodrum katında hastanenin eski kayıtlarını bulur. Bunları dinlemeye başlar ve orada Mary, Silly ve Simon adlı üç karakteri içinde taşıyan bir hastanın kayıtlarını dinler. Mike ara ara kayıtları dinledikçe hastanedeki temizlikçiler arasındaki işler garipleşir. Miami’de olan Hank bir anda bir diğer çalışan tarafından merdivenlerin başında görülür. Elektrikler gitmeye başlar. Davranışlar garipleşir. Daha da önemlisi şu kayıtların Gordon ile ilişkisi sonunda açığa çıkar. Ya da çıkmaz mı? Bu konuda film net bir şey vermiyor. Doğrusu, tüm yapım boyunca diyalogların zayıflığı ve kapalılığı nedeniyle pek bir şey vermiyor. Bu onun kendisini gizemli ve ‘psikolojik gerilimli’ yapma yöntemi. Tabii yersen. Benzer yöntemin başka filmlerde işlediği görülmüştür ancak bu hiç kolay değil. Peki bu eleştirim filmi hepten çöpe atmaya değer mi? Hayır, hatta filmin bu ucu açık yapısı nedeniyle çokça yorumlanıp ‘sofistike’ bir biçimde değer gördüğü de bir gerçektir. Yalnızca ben bu değeri ona göstermedim. Tabii bunun belki de mekânın bende uyandırdığı beklentin yüksek olması nedeniyle gerçekleştiğini söylemek mümkündür.

IMDB: 6.4

Çerezlik Film Puanı: 5.7

You may also like

Leave a Comment